Festivaller Şehrin Aynasıdır

Geçen yıl İpeksi Lezzetler temasıyla, bu sene Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi temasıyla düzenlenen Bursa Gastronomi Festivali’nin ikincisi Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde gerçekleşti

GASTRO TURKEY

Festivale bizler de  Gastroder Gastronomi Kültür ve Seyahat Derneği Başkanı olarak ‘Gelenekten Geleceğe Bursa’ya Değer Katan Marklar’ söyleşisi ve Gastro Tabu kelime ve gastronomi kültür yarışması ile destek olmaya çalıştım. Şehre değer katan markaları onurlandırdık, dededen gelen işletme geleneklerimizi, müşteriyi velinimet, çalışanı aile ferdi olarak gören işletmelerin başarı hikayelerini dinledik. Yarışma ile Anadolu lezzetlerini hafızalarımızda hatırladık, katılanları sevindirdik, neşelendirdik. Gastronomi Festivallerinin amacı şehri ulusal ve uluslararası anlamda tanıtmak, yerel lezzetleri ve yerel değerleri öne çıkarmak, festivalde ve ertesinde yaratılan turizm ile şehrin ekonomisine katkı sunmak, sürdürülebilen turizm ekonomisi yaratmak olduğunu biliyorum. 

Ülkemizde Gaziantep ile başlayan Adana, Urla, Alaçatı, Afyon Gastronomi Festivalleriyle öne çıkan festivallerde ‘başarı’ dışarıdan gelen turist sayısı ile, festival şehrinin yarattığı PR ile, etkileşim ile  ölçülüyor. Bu da en çok festivale gelen basın ve sosyal medya uzmanları, seyahat yazarları, influserlar ile gerçekleştiriliyor. 2.Bursa Gastronomi Festivali Merinos Parkı’nda yapıldığı için sıkışıklık hiç yaşanmadı. Düzenleme, planlama yapıldığı belliydi. İyi niyetli ve güzel sonuçlar çıkarmak ve Bursa’ya değer yaratmak için çalışıldığını tüm idarecilerin samimi bir gayretin içerisinde olduğunu görebiliyoruz. 

Gelişime Açık Yönlerimiz

Her yıl geliştiğini ve gelişeceğini görebildiğimiz bu festivalde -onlarca festivale katılan – bir gastronomi yazarı olarak festivalin gelişime açık tarafları ve içimizden biri olarak özeleştiri yapılmasının da fayda yaratacağını düşünüyorum. Bana ulaşan en fazla eleştiri ‘Festivalde Bursa lezzetlerinden çok Anadolu lezzetlerinin ağırlıkta olduğu yönündeydi’. Bu konunun muhatabı organizasyonu düzenleyen Belediye’den çok Bursa markalarıdır. Onlarca Bursa dönercisi, cantıkçısı, köftecisi, pideli köftecisi, incir satanı, şeftali satanı, kestane şekeri üreticisi festivale neden katılmamıştır? Filmin esas başrolleri olmayınca, roller karışıyor, başrolü cağ döneri, ciğerci, kebapçı, künefeci almıştır. Sonraki festivallerde Bursa lezzetlerini festivallere daha fazla nasıl katabiliriz sorusunun cevaplarını bulmalıyız. 

İkinci en fazla eleştiri ise, börek yarışması gibi, baklava yarışması gibi hiçbir efektif bir fayda yaratmayan, Bursa ile ilişkilendirilemeyen yarışmaların öne çıkmasıdır. İllaki bir yarışma olacaksa incirle, şeftali ile, süt helvasıyla, bağdat hurmasıyla yapabilirisiniz.. Sponsorlukla yapılan bu yarışmalar yaratıcılığı zorlayacak, inovasyon yaratacak, ufkumuzu açacak, gençleri, şefleri özendirecek, lezetin, yeteneğin, çeşitliliğin öne çıktığı yarışmalar eklenmelidir. kaç kilo yedin, kaç adet yedin gibi panayır yarışmaları ile bir ‘değer’ yaratamayız.Sonraki Festivallerde özellikle et, döner, kebap standlarının güneşte kalmamasına, hijyen ve temizlik standartlarının sağlanmasına çalışılmalıdır. 

Gelecek yıl Bursa Gastronomi Festivali ‘uluslararası’ olmalıdır. Bulgaristan, Selanik, Batı Trakya, Bosna, Karadağ, Balkanlar, Gürcistan, Azerbaycan şefleriyle, gastronomi elçileriyle davet edilmelidir. Bursa’da yaşayan çok sayıda Erzurumlu, Muşlu, Trabzonlu, Artvinli hemşerilerimiz var. O şehirleri de festivale davet etmeliyiz. Bursa gastronomisi, Gaziantep, Hatay gibi gastronomi şehirlerinden bile daha avantajlı konumdadır. Tarihi, doğası, kaplıcaları, Uludağ’ı, farklı turizm destinasyonları, en büyük pazar olan İstanbul’a yakınlığı en önemli artılarıdır. Bursa her biri Anadolu’da bir şehir olacak kadar güçlü ilçeleri olan bir şehirdir.

Daha fazla tematik festivallere ev sahipliği yapabiliriz. Kemalpaşada domates festivali, Karacabey’de soğan festivali, İnegöl’de sağlık ve gastronomi festivali, köfte festivali, Uludağ trekking ve kamp  festivali, Keles mantar toplama, Gürsu şerbet festivali, Orhaneli dağ ve bağ festivalleri, Mudanya deniz lezzetleri festivali ve İgibi festivaller yapılabilir. Ne kadar çok festival o kadar daha çok turist demek.Bursa’yı Bursalılara anlatmaya gerek yok, yanı başımızda her hafta sonu seyahat planı yapan turistleriyle birlikte 20 milyonluk bir İstanbul var. İstanbul’dan Bursa 1 saat 30 dakika. Bu potansiyeli daha fazla kullanmalıyız. İstanbul’da Bursa’yı tanıtan gezici ve sabit tanıtım lokasyonlarımız olmalıdır. Başka şehirlerde Bursa Günleri, Bursa Haftası gibi etkinlikler yapmalıyız.

Velhasıl festivalde herkes Bursa gastronomisine neler katabileceğinin neler yapabileceğinin hayalini kurdu, hayallerini gerçekleştirdiler, katılmayanlar pişman olurken, katılan markalar büyük bir deneyim yaşadılar.Bursamızın markalaşması için değerli olan bu organizasyon için ‘canla başla’ çalışan başta Büyükşehir Belediyesi’nin tüm ekibine, elini taşın altına sokan Başkan Alinur Aktaş’a ve katılan Bursa markalarına, böyle bir başarıya imza attıkları için tebrik eder, festivalin her yıl tekrarını dileriz.

Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde ADA Hukuk Burosu yetkilidir.