Afyonkarahisar Gastronomi Festivali: Tarihle Mayalanan Şehir
GASTRO TURKEY- Mehmet BİRTEK/GASTRONOMİ ve SEYAHAT YAZARI
Bu yıl 7’ncisi düzenlenen Uluslararası GastroAfyon Festivali, önceki yıllara kıyasla daha zengin bir içerikle gastronomi tutkunlarını ağırladı. 50’den fazla ünlü şefin yanı sıra Michelin yıldızlı restoranlardan gelen isimler ve MasterChef yarışmacılarının katılımı festivale uluslararası bir soluk kazandırdı. Diğer illerdeki festivallerle kıyaslandığında, yurt dışından davet edilen şef sayısının bu yıl belirgin biçimde arttığını söylemek mümkün.
Festival alanı olarak yine Motor Sporları Merkezi’nin otoparkı tercih edildi. Asfalt zemin ve açık hava koşulları zaman zaman zorlayıcı olsa da, bu kadar güçlü bir içerik için daha yeşil ve konforlu bir alanın değerlendirilebileceği düşüncesi akıllara geliyor.
Etkinlik programı bu yıl oldukça çeşitlilik gösterdi. Workshoplar, gastronomi sohbetleri, paneller ve çocuk etkinlikleri daha geniş yer buldu. Özellikle coğrafi işaretli keşkeğin Şuhut’ta sosyal medya fenomenlerine yerinde tattırılarak tanıtılması, etkili bir tanıtım stratejisi olarak öne çıktı. Basın mensupları ve influencerlar için düzenlenen Frig Vadisi gezisi ise tarihi ve kültürel açıdan festivalin ruhunu tamamlayan bir deneyim sundu.
Afyonkarahisar Müzesi’ne yapılan basın gezisi de dikkat çekiciydi. Mevlevilik geleneğinde Konya’dan sonra en önemli şehirlerden biri olan Afyonkarahisar, müze mimarisiyle de bu kimliğini yansıtıyor. Tennureyi andıran dış yapısı ve 16 Türk devletini simgeleyen sütunlarıyla müze, MÖ 7000’e uzanan eserleriyle ziyaretçilerine tarihsel bir yolculuk yaşattı.
“Tarihle Mayalanan Şehir” teması, Afyonkarahisar’ın hem tarihî hem kültürel gastronomi mirasını güçlü biçimde ön plana çıkardı. Kaymak, lokum, haşhaş, vişneli ekmek kadayıfı gibi coğrafi işaretli ürünler, festivalin en çok ilgi gören lezzetleri arasında yer aldı.
Stand sayısı geçen yılkiyle benzerdi, ancak açık hava koşullarına rağmen katılım oldukça yüksekti. Festivalin en çok ses getiren etkinliği ise dev tavada pişirilen 1 ton sucuk ve 15 bin yumurtayla gerçekleştirilen Guinness Dünya Rekoru denemesi oldu. Bu tür dikkat çekici organizasyonlar, festivalin ulusal ve uluslararası prestijini artırıyor.
Akşam konserleriyle festival alanı yalnızca bir lezzet durağı değil, aynı zamanda eğlenceli bir sosyalleşme alanına dönüştü. Ziyaretçilerin memnuniyeti gözle görülür düzeydeydi.
Panellerde gastronomi sohbetleri ve yerel kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması gibi konular ön plana çıktı. Özellikle kadın kooperatiflerinin artan katılımı sevindiriciydi. Anadolu kadınlarının artizanal gıda üretimindeki rolü ve slow food hareketindeki temsil gücü, sosyoekonomik katkı açısından büyük önem taşıyor.
Elbette geliştirilmesi gereken noktalar da var. Afyonkarahisar’a ait kadın kooperatiflerinin ve yerel üreticilerin daha görünür biçimde festivalde yer alması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki birçok kooperatif farklı illerden gelmişti. Ayrıca festivalin gelenekselleşmesiyle birlikte ziyaretçilerin beklentileri de artıyor: hijyen, sunum kalitesi ve lezzet çeşitliliği gibi konularda daha titiz bir yaklaşım şart.
Uyarı! Bu sitede yer alan tüm içerikler, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" uyarınca tescil ve koruma altındadır. Kısmen dahi olsa; basılı şekilde ya da internet üzerinde, izinsiz çoğaltılıp kopyalanamaz, alıntı yapılıp kullanılamaz. Ancak habere aktif link verilerek kullanılabilir. Aksi taktirde ADA Hukuk Burosu yetkilidir.